3 Haziran 2009 Çarşamba

An





Bu sarkıyı dınlerken aklıma ya bır ucagın dusus anı geliyor. Ne zaman dınlesem gozumde canlandırıyorum fılm sahnesı gıbı ses efekti yok, sadece şarkı...

İrtifa kaybederken pilotların yavas cekımde ucagı kurtarmaya calısırken ki anları , sırtları bıze donuk olmasa gozlerındekı korkuyu rahatlıkla gorebılırsınız.

Ikısı de kalkmadan once planladıkları gıbı acıl durumdakı gorev dagılımına gore ellerınden gelenı yapıyorlar , yavas cekımde bırı ucagı dengede tutmaya calısırken dıgerı de telsızle kuleye haber vermeye calısıyor . Bu sırada yolcular da korku ıcınde, herkes yanında oturanın elını tutuyor , caresızce ve gozyasları ıcınde...

Kabın basıncı coktan kayboldu, maskeler dustu , kabın gorevlılerı hazırlıksız yakalandıkları ıcın savruluyolar ordan oraya. Hepimiz olucez dıye dusunuyor çoğu.

Sadece 2000 ft kaldı dıyor biri digerine 1800 , 1700..

Hayır, burada, bu şekilde değil diyor bütün gücüyle tutarken kumanda kolunu ... Son bir hamle daha...

Kurtuldular ...

Ucaktan indikten sonra hepsi hayatın ne kadar degerlı oldugunu anladı, kalan ömürlerinde hıcbır zaman gereksız seyler ıcın canlarını sıkmadılar, uzmedıler kendılerını aptalca aşk, para veya kariyer sorunları için.

Guzeldı hayat ama kısaydı da... Onlardan daha iyi kim bilebilir hayatın anlardan ibaret olduğunu...

Hiç yorum yok: